Arıburnu Bölgesi'ndeki Muharebeler

ARIBURNU BÖLGESİNDEKİ MUHAREBELER

Liman Von Sanders’in çıkarmalar yönünden yanlış düşünmesi sebebiyle Yarımada’nın savunmasına sadece 9. Tümen’i vermiş, 19. Tümen’i de Bigalı Köyü ve Maltepe Mevkii’nde ihtiyatta bırakmıştır. 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, 27. Alay’ı Azmak Dere-Çamtepe arasındaki bölgeyi savunmakla görevlendirmişti. 27. Alay Komutanı Yarbay Şefik Bey bir taburunu bu savunma bölgesine serpiştirmiş, alayın geri kalan kuvveti Eceabat yakınlarındaki Top Zeytinlik Mevkii’nde toplu halde bulunmaktaydı.

General Hamilton’un genel harekat planında Arıburnu Bölgesi için Avustralya ve Yeni Zelandalılar’dan oluşan 2 tümenli A.N.Z.A.C. Kolorusu ile 2. Tali Filo görevlendirilmiştir. Baskın etkisi bakımından ilk çıkarma karanlıkta yapılacak, bütün kolordu 1 günde karaya çıkarılacak, Türk savunması felce uğratılacaktır. Yapılacak bu harekat ile birlikte Boğaz’ın hakim tepeleri işgal edilerek Eceabat doğrultusunda ilerlenerek Seddülbahir Bölgesi’ne çıkan birliklerin kuzey kısmı korunacaktır. Ayrıca buradaki Türk kuvvetlerinin kıyıyla bağlantısı kesilip, Kilitbahir Platosu’na taaruz için başkomutanlık emri beklenecektir.
Çanakkale Şehitlik Turu

Arıburnu Çıkarması

24 Nisan 1915’te saat 14:00’da Mondros üssünden hareket eden A.N.Z.A.C. Kolordusu ile yüklü gemiler 2. Tali Filo, 25 Nisan saat 01:30’da çıkarma noktasına 9km. mesafedeki buluşma noktasına ulaşmıştı. İlk hücum dalgasını oluşturan 1500 kişilik birlik Kabatepe Bölgesi’ne doğru ilerlemeye başladı. Ne var ki, kıyı akıntıları yüzünden kuzeye doğru sürüklenmiş, Kabatepe kumsalı yerine Arıburnu kıyılarına düşmüşlerdir. Bu kıyıları gözetleyen 2. Takım’ın iki mangası sahilde, 2. Takım’ın geri kalanı Takım Komutanı Asteğmen Muharrem komutasında küçük Türk birliği Haintepe’de bulunan mevzilerden yoğun ateşle kıyıya çıkan birliklere zayiatlar verdiriyor, sağ kalanlar Arıburnu kıyı eteklerine sığınarak canlarını kurtarabilmişlerdir. Mevzilerin iki tarafının kuşatılmasına rağmen savunmayı sürdüren bu küçük Türk birliği yaralanan takım komutanı ve az sayıda sağ kalan asker geri çekilmiştir. Bu sırada Yüksek Sırt’ta mevzilenen 8. Bölük’ün 3. Takım’ı şiddetli yan ateşleriyle düşman çıkarmasını bastırırken gün ağardıktan sonra Kabatepe ve Palamut Sırtları’ndaki bataryalar da ateşe başlamıştır. Saat 05:00’da yoğun donanma ateşi başlamış, çıkarma da hızını arttırmış ve 3. Avustralya Tugayı da sabahın erken saatlerinde Arıburnu kıyı bölgesine yerleşmişti. Kısa süre içerisinde Kanlısırt’ı ele geçiren düşman, Kabatepe’deki Türk bölüğü ve bataryasının direnişi karşısında ilerleme durdurulmuştur. Büyük bir özveriyle çarpışan zayıf Türk birlikleri geri çekilmeye başlamış, böylece düşman Conkbayırı doğrultusunda serbest kalmıştır. Arıburnu’nda Balıkçı Damları Mevkii’ni korumakla görevli 8. Bölük’ün bir takımı buraya çıkan Anzac taburunu durdurmayı başarmıştır. Üstün düşman kuvveti karşısında bu takım geri çekilmiş, böylece Cesaret Tepe işgal edilir.

27. Alay aldığı emir üzerine harekete geçerken Kabatepe’den gelen bir telefon haberinde Anzaclar’ın iki taburla Arıburnu’na çıktığı, burada kanlı savaşların olduğu, çıkarmaların sürdüğü ve düşmanın Kanlısırt, Kırmızı Sırt ve daha kuzeydeki sırtları ele geçirdiğini öğrenir. Alay, Kemalyeri hizasına geldiğinde Conkbayırı’nda silah sesleri geliyor, Düztepe-Conkbayırı hattında bulunan küçük Türk birliğinin düşmanı oyalamaya çalıştığı anlaşılıyordu. 27. Alay Komutanı, Kemalyeri-Merkeztepe hattı üzerinden taaruz kararı verir ve Alay saat 08:00’da taaruza geçer. 27. Alay’ın taaruzu gelişmiş ve Karayürek Deresi’ndeki Anzac ileri hatları tamamıyla temizlenmiştir. Tüm bu gelişmeler olurken, 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal yoğun silah seslerinden ve gelen raporlardan çıkarmanın başladığını ve çok çetin geçtiğini anlamıştır. 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’e şu mesajı gönderir: “Düşman Arıburnu’na yaklaşık 1 tabur asker çıkarmıştır ve bu kuvvet Kocaçimen istikametinde ilerlemektedir. 19. Tümen’in 1 taburu bölgeye gönderilmelidir.”. Mesaj gelince Mustafa Kemal bu bölgeye 1 taburun yeterli olmayacağını düşünerek 57. Alay’ın tamamının derhal hazırlanmasını ve yola çıkmasını emreder. Bu emirle 57. Alay saat 08:00’da Kocaçimen Tepe’ye doğru hareket eder. Saat 09:40’ta buraya ulaşan alaya 10 dakikalık mola verilir. Kendisi Conkbayırı’na çıkar. Burada düşman karşısında Balıkçı Damları Mevkii’nden geri çekilen Türk askerleriyle karşılaşır. İşte burada bu bölgedeki savaşın gidişatını değiştirecek bir olay gerçekleşir. Bu olayı bizzat Mustafa Kemal şu şekilde anlatır:

“Niçin kaçıyorsunuz?” Dedim.
“Efendim, düşman.” Dediler.
“Nerede?”
“İşte”, diye 261 Rakımlı Tepe’yi gösterdiler. Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 Rakımlı Tepe’ye yaklaşmış ve kemali sebesiyetle ileri doğru yürüyordu.” diye ekler. Kaçan efrada:
“Düşmandan kaçılmaz” dedim.
“Cephanemiz kalmadı” dediler.
“Cephaneniz yoksa süngünüz var.” dedim ve bağırarak süngü taktırdım, yere yatırdım. “Kazandığımız an bu andır.” diye eklemektedir.
Yanında bulunan yaverine 57. Alay’ın bölgeye ulaşarak savaşa girmesi emrini vermesi için geriye gönderir. Saat 10:00’da 57. Alay’ın bir taburu, düşmanın kuzey kanadını tutacak şekilde yerleştirir. Bu kuvvetlere Mustafa Kemal şu tarihi emrini verir:
“Size ben taaruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Siz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir.”
Bu emirle buradaki kuvvetler taaruza geçer ve önüne çıkan Anzac gruplarını silip süpürür. Bu taaruzu General Hamilton şu şekilde anlatır: “Gebe dağlar Türk doğurmakta devam ediyor. Bizim mevzimizin en yüksek ve en merkezi yerine birbirini kovalayan dalgalar halinde yükleniyorlardı.”
Böylece çıkarmanın hemen arkasından oluşan kaos durumu önlenmiş, 27. ve 57. Alaylar’ın hücumlarıyla düşman her iki taraftan da sıkıca kavranmıştı. Bir İngiliz yazar o günkü taaruzları şu şekilde anlatmaktadır:
“Müttefik Devletler için harekatın en kötü rastlantısı, bu deha sahibi küçük rütbeli (Yarbay Mustafa Kemal) Türk komutanının tam o anda, o noktada (Conkbayırı) bulunmasıydı. Çünkü, aksi taktirde A.N.Z.A.C. Kolordusu pekala o gün Conkbayırı’nı ele geçirebilirdi. Savaşın kaderi o anda belli olurdu.”

26 Nisan günü 72. ve 77. Alaylar’ın da gelmesiyle bölgedeki tüm birliklerin taaruzuyla Kılıçbayırı doğusu-Kırmızı Sırt doğusu-Kanlısırt-Albayrak Sırtı’nın gerisi alınmış, böylece İngilizler’in tüm planları alt üst olmuştur. Fakat Kanlısırt’ı tutmakla görevli 77. Alay, donanmanın yoğun bombardımanı karşısında, alayın içinde bulunan çok sayıda Arap erlerinin kaçması yüzünden Kanlısırt düşman eline geçniştir.

27 Nisan’da 64. ve 33. Alaylar bölgeye sevk edilerek 19. Tümen’in emrine verilmiştir. Bu alayların gelmesiyle başlatılan taaruzla Anzaclar Cesarettepe ve Bomba Sırtı güney yamaçlarına geri püskürtülmüş, hatta bir kısmının sandallara atlayarak kaçmak istedikleri bile saptanmıştır.

28 ve 29 Nisan günlerinde bölgede bir durgunluk hakimdir. Her iki taraf da siper kazmakta ve mevzilerini güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu durumdan istifade eden Yarbay Mustafa Kemal 3. Kolordu Komutanlığı’ndan ek kuvvet istemiş, bu istek doğrultusunda 125. Alay 28. Nisan’da Bigalı Köyü’ne gelerek 19. Tümen emrine girmiştir. Aynı gün Anzaclar da kıyıya bir tugay daha çıkarmışlar, bölgedeki mevzilerini kuvvetlendirmişlerdir. Bu durum Nisan sonuna kadar devam etmiştir. 30 Nisan’da Mustafa Kemal’e padişah adına Gümş İmtiyaz Madalyası gönderilmiştir. Bu madalyanın yazısının bir cümlesinde şu şekilde yazmaktadır:

“Geceli gündüzlü süren harbi, başarılı bir şekilde idare ederek her an başka bir surette tecelli etmekte olan fedakar hizmetinizin sürüp gitmesini bekler, bütün kalbimle sizi kutlarım.”

1 Mayıs’a kadar bölgeye gönderilen 13., 14. ve 15. Türk Alayları’yla bölgedeki Türk kuvvetleri 18.400’ü bulmuştur. Buna karşılık olarak Anzac kuvvetleri yeni takviyelerle sayıları 25.000’e yükselmiştir.
1 Mayıs’ta 19. Tümen Komutanlığınca bir taaruz yapılması planlanmıştır. Bu plana göre taaruzun ilk hedefi Bomba Sırtı batısı-Boyun Noktası-Merkez Tepe çizgisi olacaktır. İkinci hedef Haintepe ekseninde olacak şekilde geliştirilecek ve böylece Anzac kuvvetleri çıkış yerlerine sıkıştırılarak denize dökülecekti. Bu taaruzda Türk tertibi şöyleydi:
Sağ Kanat Kolu: Binbaşı Avni komutasında 57., 64., 72. ve 77. Alaylar’ın 3. Taburları Cesarettepe-Yüksek Sırt çizgisinde. Merkez Kolu: Yarbay Ali komutasında 14. ve 15. Alaylar Merkez Tepe doğrultusunda.
Sol Kanat Kolu: Yarbay Ali Şefik komutasında 27., 33. ve 72. Alaylar Kanlısırt’a.
125. Alay ise ihtiyat kuvvet olarak ayrılmıştır.

Taaruz 1 Mayıs saat 05:00’da Türk topçusunun ateşiyle başlamıştır. İngiliz donanmasının karşı ateşi ve düşman makineli tüfekleri yüzünden çok ağır zayiatlar verilmiş, özverili mücadelelere rağmen taaruzlar durmuştur. Boğaz boğaza yapılan çarpışmalar neticesinde düşmanı mevzilerinden söküp atmak gerçekleşememiştir. Siperler arası mesafeler 8-10m.’ye kadar düşmüştü. 1 Mayıs taaruzu 24 saat sürmesine rağmen beklenen sonuç alınamayınca durmuştur. Bu bir günlük taaruzda sadece üç alayın (33., 13. ve 15. Alaylar) toplam zayiatı 25 subay 1885 erdir.

Bu taaruzdan itibaren bölgedeki savaşlar rutin siper savaşlarına dönüşmüş, küçük çaplı baskınların haricinde büyük taaruzlar olmamıştır. 11 Mayıs’ta Çanakkale Cephesi’ni denetlemeye gelen Enver Paşa, Arıburnu cephe kesiminde İngilizler’in denize dökülmesini amaçlayan yeni bir taaruza geçilmesi görüşünü bildirmiş ve bu doğrultuda bir karar alınmıştır. Bu doğrultuda İstanbul’dan 1 taze tümen hareket etmiş ve 18 Mayıs’ta bölgeye gelmiştir. Alınan taaruz kararı Mustafa Kemal’e bildirilmiş ve gerekli planlamalar yapılmıştır. 19 Mayıs taaruzu amacıyla hazırlanan Türk birliklerinin tertibi şu şekildeydi:

19. Tümen: Boyun Noktası kuzeyinde; 64. Alay Cesarettepe’de, 57. Alay Yüksek Sırt’ta, 72. Alay ile diğer birliklerde 3. tabur ihtiyatta. 5. Tümen: 14. Alay Boyun Noktası’nda, 13. Alay Merkez Tepe karşısında, 15. Alay ihtiyatta. 2. Tümen: 1. ve 5. Alaylar Kırmızı Sırt-Kanlısırt kuzey kesiminde, 6. Alay İhtiyatta. 16. Tümen: 47. ve 48. Alaylar Kanlısırt’ın her iki tarafında. Bu bölgedeki Türk birlikleri sayısı 42.112’dir. topçu ve lojistik unsurlar da katılırsa sayı 50.000’i bulmaktadır. Karşı tarafta ise Anzac kuvvetleri 4 piyade, 2 atlı tugay olarak yerleştirilmiştir.

18 Mayıs gecesi başlayacak olan bu taaruz baskın niteliğinde planlanmış ve 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa tarafından yönetilecektir. 4 tümenlik bu kuvvet 3,5km.’lik dar bir şerit üzerinde taaruza geçecektir. Taaruz saat 03.30’da başlar. İlk önceleri 64. Alay’ın 1 bölüğü, 14. Alay’ın bazı birlikleri düşman siperlerini ele geçirdiyse de düşman makineli tüfeklerinin yoğun ateşi karşısında büyük zayiatlar vermiştir. Bu mevzilerdeki taaruzlar adeta katliama dönüşmüştü. Bu olay karşısında taaruzlar durdurulmuştur. 4.5 saat süren taaruzda Türk tarafının kaybı; 51 subay, 3369 er olmak üzere 3420 şehit, 6064 yaralıdır. Düşman kaybı ise oldukça azdır; 168 ölü, 468 yaralı.

Bu başarısızlığın nedenleri:

1- Taaruza derinlik kazandırılmamış, 4 tümen 3.5km.’lik bir alana sıkıştırılmıştır.
2- Baskın niteliğinde olması planlanan bu taaruz, 3. Kolordu karargahından ısrarla yapılan uyarılara rağmen gece yarısından itibaren 2. Tümen cephesinde hafızların yüksek sesle ezanlar ve dualar okumaları, 2. Tümen bandosunun marşlar çalarak yönlendirilmesi.
3- Özellikle merkez hatta taaruz öncesi siperlerin çok yoğun doldurulması (metre başına 14 insan düşmekte).
4- Asıl darbeyi vuracak 2. Tümen’in ilgili subaylarının gündüz cephede ön keşif yapmaması.
Bu kanlı taaruzdan sonra bölgedeki savaşlar yeniden siper savaşlarına dönüşmüş, Haziran ve Temmuz dönemlerinde karşılıklı olarak herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Aynı durum Seddülbahir Bölgesi için de geçerliydi. General Hamilton, eldeki kuvvetlerle Çanakkale sorununun çözülemeyeceğini anlamış ve hükümetten yeni kuvvetler istemişti. Churchill’in ısrarı ve Lord Kitchener’in desteğiyle Hamilton’un 5 yeni tümenle daha takviye edilmesi kararlaştırılmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ertuğrul Koyu Çıkarması

Helles Anıtı

Çanakkale Ayvacık Hakkında